KARAGÖZ'ÜN KARGASI
Karagöz: " Hacivat, bak karga aldým. "
Hacivat: " Ne? Karga mý? Ne kargasý? "
Karagöz: " Karga kargasý. Nasýl þaþýrdýn ama? "
Hacivat: " Çok þaþýrdým! Aman Karagözüm, nereden aldýn bunu? "
Karagöz: " Pazardan. "
Hacivat: " Pazardan mý? Kaça aldýn? "
Karagöz: " Dört akçeye. "
Hacivat: " Nee? Dört akçe mi? "
Karagöz: " Evet, dört akçe. "
Hacivat: " Sen ne yaptýn Karagözüm? Hiç bu karga dört akçe eder mi? "
Karagöz: " Etmez mi? Ya kaç akçe eder? "
Hacivat: " Býrak dördü, üçü, ikiyi, bir akçe etmez. "
Karga söze karýþýr: " Bir akçe etmez miyim? Karagöz kim bu ya? "
Karagöz: " Hacivat, çok iyi arkadaþýmdýr. "
Karga, Karagöz'ün kolundadýr. Hacivat'tan yana döner. Sesi tok, duruþu ciddidir. Sert bakar. Hacivat bir adým geriler.
Karga: " Senin adýn Hacivat mý? "
Hacivat: " Evet Hacivat. "
Karga: " Nerelisin? "
Hacivat: " Buralý."
Karga: " Burasý neresi? "
Hacivat: " Þey, yani Bursa. "
Karga: " Bursa'nýn adý ne zamandan beri þey yani Bursa oldu? "
Hacivat söyleyecek söz bulamaz. Renkten renge girer. Baþýný hafifçe öne eðer. Gözlerini kýsar. Karagöz'den yana döner. Bakýþlarý, imdat, beni bu kargadan kurtar, Karagöz, der gibidir. Karagöz durumu hemen kavrar. Hacivat'ýn süngüsü düþmüþtür. Bu bulunmaz fýrsatý deðerlendirir: " Hacivat korktu. Karga, parçala onu. " diye baðýrýr.
Karga: " Sen sus Karagöz, " der. Karagöz susar. Gözlerini kapatýr. Bir imparatorluðun çöküþünü dinlemek için, kulaklarýný on altý açar.
Karga, Hacivat'a döner: " Seni kanatsýz, tüysüz yaratýk seni. Kendini ne sanýyorsun? Beni dört akçeye Karagöz aldý. Sen kendini pazarda sat bakalým. Býrak akçeyi kuruþ veren olmaz. Yolarým sakallarýný sonra sokaða çýkamazsýn. "
Bunun üzerine Hacivat bir kaçýþ kaçar ki sormayýn.
Aradan günler geçer. Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
Hacivat sorar: " Vay Karagöz, karga yok mu? "
Karagöz: " Yok. Sattým kargayý kurtuldum. Ne belaymýþ be. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, bela dedin. Sana ne yaptý bu karga? "
Karagöz: " Ne yapmadý kÝ? Geçen gece sabaha kadar uyutmadý. Hayatýný anlattý. 200 yaþýndaymýþ. Dünyanýn pek çok yerini gezmiþ, dolaþmýþ. Saraylarda yaþamýþ. Krallarla, prenslerle dost olmuþ. Gençliðinde göklerin hakimiymiþ. Kartallar, bundan korkarmýþ. Daha neler, neler.. Sabah olunca yarý uykuluyum ya, sus da biraz uyuyayým, dedim. Sen misin bunu bana diyen. Bana bir daldý. Yere yýktý. Kanatlarýyla vurdu, gagaladý. Ama elinden kurtuldum. Pencereden atlayýp kaçtým. Sokaklarda uzun süre dolaþtým. Aðaçlýk bir alan gördüm. Oraya girip saklandým. Kendimce hafiften söyleniyordum. Karagöz, ne výzýrdayýp duruyorsun, diyen bir ses duydum. Kafamý kaldýrýp baktým. Aðacýn dalýnda karga? Aðzým açýk bakakaldým. Karga, beni pazara götür, on akçeye sat, dedi. Onu pazarda on akçeye sattým. Bu iþten epey karlý çýktým. "
Hacivat: " Desene bu kargadan ben ucuz kurtulmuþum.. Kargayý kim aldý? "
Karagöz: " Kilimci Ahmet. Beni yerlerde sürükleyen karga kilimciyi ne yapar? "
Hacivat: " Halý gibi dokur. Dörde böler, on ikiyle çarpar. "
Karagöz: " Hal ve gidiþ böyle. Bana güle güle " der. Böylelikle iki arkadaþ evlerine gitmek üzere birbirinden ayrýlýrlar.


Yazan: Serdar Yýldýrým

- - - Flood Önleme Sistemine yakalandýnýz - - -

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÝÞKEMBE ÇORBASI
Hacivat evden çýkar, bir koþu gidip Karagöz'ün evinin kapýsýný çalar. Karagöz kapýyý açar.
Hacivat: " Karagözüm, koþ, haným iþkembe çorbasý piþirdi. "
Karagöz: " Haným iþkence çorbasý mý piþirdi? "
Hacivat: " Ýþkencenin çorbasý mý olurmuþ? Ýþkembe çorbasý: Bol sirkeli, sarýmsaklý. "
Karagöz: " Beni evine götürüp iþkence mi yapacaksýn? "
Hacivat: " Aman Karagözüm, ne iþkencesi? Seni çorba içmeye çaðýrdým. "
Karagöz: " Demek bana iþkence yapmaya kararlýsýn? Seni kolculara söyleyeyim de falakaya yatýrsýnlar. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, etme eyleme. Beni kolculara teslim etme. "
Karagöz: " Sakýn buradan ayrýlma. Tabanlarýna on sopa ye de aklýn baþýna gelsin. "
Karagöz gidince Hacivat evine döner ve samanlýða saklanýr. Karagöz ile kolcular, biraz aradýktan sonra, Hacivat'ý samanlýkta bulur. 1. kolcu Karagöz'e sorar: " Bu sana ne yaptý? "
Karagöz: " Beni evine çaðýrdý. Ýþkence yapacakmýþ. Sonra da piþirip çorbamý içecekmiþ. On sopa vurun da akýllansýn. "
2. kolcu: " Yüz sopa vuralým "
1. kolcu: " O kadarý fazla. Elli sopa yeter. "
Çaresiz kalan Hacivat, Karagöz'ün boynuna sarýlýr: "Aman Karagözüm, sen büyüksün. Suçum azdýr. On sopa yeter. "
Karagöz'ün demesiyle kolcular on sopa vurup gider. Karagöz Hacivat'ý ayaða kaldýrýr, sýrtýna biner, çevrede dolaþtýrýr. Böyle yapmasýnýn sebebi, Hacivat'ýn tabanlarýnýn þiþmesini önlemektir. Yoksa Hacivat yürüyemez hale gelirdi.
Karagöz'den ayrýldýktan sonra Hacivat aðýr aksak evine doðru giderken, düþüncelere dalar: " Söylediklerimi yanlýþ anlayan Karagöz'e mi kýzsam, beni dinlemek zahmetine katlanmayan kolculara mý kýzsam bilemedim. Belki her üçüne kýzmak daha doðru. Bu dünyada niye böyle haksýzlýklar, adaletsizlikler olur, onu da çözemedim. Gel de isyan etme. "

- - - Flood Önleme Sistemine yakalandýnýz - - -

---------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: KABAK PÝÞTÝ, TABAÐA DÜÞTÜ
Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
Hacivat: " Aman Karagözüm, ben de seni arýyordum. "
Karagöz: " Buldun iþte ne olacak? "
Hacivat: " Haným evde kabak piþirdi, bir tabak kap da gel. "
Karagöz: " Senin haným tabak mý piþirdi? "
Hacivat: " Tabak deðil, kabak piþirdi. "
Karagöz: " Tamam gelirim. "
Hacivat geri dönüp giderken, Karagöz arkasýndan söylenir: " Hanýmý evde tabak piþirmiþ. Ben evden kabak getirecekmiþim. Piþmiþ tabaðý kabaðýn içine koyacakmýþým. Þu Hacivat hekime bir uðrasa iyi olacak. "

--------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: DOST ACI SÖYLER
Karagöz: " Hacivat, biz eski dostuz, deðil mi? "
Hacivat: " Aman Karagözüm, tabi ki eski dostuz. "
Karagöz: " Mesela ne kadar eski? "
Hacivat: " Çok eski. Yýllarý üst üste toplamak zaman alýr. "
Karagöz: " Dost acý söylermiþ, doðru mu? "
Hacivat: " Doðrudur. Yanlýþta olan dostuna acý söylersin. Onu uyarýrsýn. "
Karagöz: " Gel o zaman þu kebapçýya girelim. Bana acý söyle. "
Hacivat: " Karagözüm, neden acý söyleyeyim? Yanlýþa düþmedin ki. Acý konuþamam. "
Karagöz: " Bre Hacivat, acýlý Adana söyle. "
Hacivat: " Ha þu mesele. Olur söylerim. Benim dostumsan sen de bana bir acýlý söylersin. "
Karagöz: " Söyledim gitti ama hesabý ödemen þartýyla. "
Hacivat: " Olur Karagözüm, hesabý ben öderim. "

----------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: HERKÜL
Hacivat kurbanlýk koyun seçmektedir:
" Karagözüm gel, þu koyunu kucakla. Bakalým elli okka çeker mi? "
Karagöz koyunu kaldýramaz. Etrafýna toplananlarýn bakýþlarýndan etkilenir ve baþýný öne eðer.
Hacivat böyle bir fýrsatý kaçýrmaz: " Yazýk sana Karagözüm, bir koyunu kaldýramadýn. Oysa bu alanda bir tosunu kaldýrdýðýna ben þahidim. "
Karagöz baþýný kaldýrýr, derin bir iç geçirir: " Doðru o zaman yirmi beþ yaþýndaydým. Herkes bana herkül demiþti. "
Hacivat: " Þimdi yaþýn elli oldu. Herkülün heri gitmiþ, külü kalmýþ. Bir yirmi beþ yýl sonra külün de kalmaz. "
Seyredenlerden gülenler olunca Karagöz Hacivat'ýn alay ettiðini anlar. Hacivat'ýn üstüne hamle yapar. Yakasýndan yakalar. Hacivat gömleðini çýkarýp, Karagöz'ün elinden kurtulur ve kaçmaya baþlar. Karagöz Hacivat'ý kovalar ancak yakalayamaz.

------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: DEVE ÇORBASI
Hacivat: " Karagözüm, yanýnda torba var mý? "
Karagöz: " Hý.. "
Hacivat: " Torba, torba. Þuradan biraz ot yolalým. "
Karagöz: " Sabah içtiðim mercimek çorbasý. "
Hacivat: " Çorba deðil, torba dedim. "
Karagöz: " Ýþkembe çorbasý, yayla çorbasý. "
Hacivat: " ? "
Karagöz: " Tavuk çorbasý, deve çorbasý. "
Hacivat: " Ötekiler neyse de deve çorbasý ne alaka? "
Karagöz: " Deveyi yatýrýrsýn falakaya. "
Hacivat: " Hani deve nerede? "
Ýþte diyen Karagöz hamle yapýnca Hacivat kaçar. Arkasýndan koþan Karagöz, dur kaçma, elli sopa hediyem olsun, diye baðýrýr.

---------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: BÝR KÜP ALTIN
Karagöz kuyu açmak için, bahçeyi kazarken bir küp altýn bulur. Çok sevinir. Bir saat sonra Bursa'da Karagöz'ün altýn bulduðunu duymayan kalmaz. Halk, kapýnýn önünde uzun kuyruklar oluþturur. Karagöz sýradan gelene on altýn verir. Altýnlar giderek azalmaya baþlar. Hacivat Karagöz'ün altýn bulduðunu ama bu altýnlarý daðýttýðýný duyunca soluðu Karagöz'ün yanýnda alýr.
Hacivat: " Aman Karagözüm, altýn bulmuþsun, iyi, güzel de bulduðun altýnlarý neden daðýtýyorsun? "
Karagöz: " Altýnlarýn yarýsý bana yeter. Diðer yarýsý fakir fukaranýn. Onlar da sevinsin. "
Hacivat: " Karagözüm, sen ne kadar altýn buldun? "
Karagöz: " Bir küp altýn. Küp benim boyumdan daha uzun. "
Hacivat: " Fakir fukaranýn diyorsun da kalabalýk arasýnda servet sahibi çok zengin gördüm. Bunlarýn içinde sabahtan beri üç dört defa kuyruða girenler varmýþ. Elbise deðiþtirip tekrar kuyruða girerlermiþ. "
Karagöz: " Vay köftehorlar? Boþuna deðil þapkasýný gözlerinin üstüne kadar indirip bakýþlarýný kaçýranlar vardý. "
Hacivat: " Bu zenginler daha zengin olursa halký çok fazla ezer. Zenginleri þýmartma. Daðýtýmý kes. Kalan altýnlarý sayalým. Kendine yetecek kadarýný ayýr gerisini yarýn ben senin yanýnda gerçek ihtiyaç sahiplerine veririm. "
Karagöz: " Tamam Hacivat, dediðin olsun. "
Karagöz halktan yana dönerek, bugünlük daðýtým bitti. Yarýn altýnlarý Hacivat daðýtacak deyince homurtular artar, kalabalýk daðýlýr.
Hacivat Karagöz ile birlikte bahçeye çýkar. Karagöz küpte kalan iki avuç altýný Hacivat'a verir ve baþka altýn kalmadýðýný söyler. Hacivat düþer, bayýlýr. Daha sonra ayýlan Hacivat, bu altýnlarý da daðýtýr korkusuyla Karagöz'ün verdiði altýnlarla birlikte evinin yolunu tutar.
Ertesi sabah küpteki altýnlarýn sýfýrlandýðýný duyanlar, Karagöz'ün evinin önünden uzaklaþýr. Karagöz bakkala peynir, ekmek almak için gider ama borç bini aþtý, dün neden ödemedin borcunu diyen bakkal veresiyeyi kestiðini söyler. Karagöz baþý önde evine döner.
Daha ertesi sabah Hacivat eve gelir. Karagöz üzgündür. Keþke altýnlarý daðýtmasaydým, seni çaðýrsaydým. Böyle aç- susuz kalmazdým, der.
Hacivat: " Yani artýk akýllandýn. "
Karagöz: " Akýllandým ama gitti altýnlar, tükendi. "
Hacivat, Karagöz'ün verdiði altýnlarý çýkarýr. Altýnlar tükenmedi Karagözüm, bunlar bana verdiðin altýnlar. Al, hepsi senin der ve altýnlarý verir. Karagöz altýnlarý alýr ve gözlerinden iki damla yaþ akar. Hacivat'a sýkýca sarýlýr. Ýþte gerçek dost böyle olur, der.
Hacivat: " Bir küp altýn daha bulsan yine daðýtýr mýsýn? " diye sorar.
Bunun üzerine Karagöz: " Bir daha yanlýþa düþmem. Kimseye haber vermem. Altýnlarý bozdurur harcarým. " der.

-----------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÜZÜM ÜZÜME BAKAR
Karagöz: " Sana bir atasözü söyleyeyim, Hacivat. "
Hacivat: " Söyle bakalým Karagözüm. "
Karagöz: " Üzüm üzüme baka baka conki. "
Hacivat: " Bu ne biçim atasözü? "
Karagöz: " Yanlýþ mý söyledim. "
Hacivat: " Tabi yanlýþ söyledin. "
Karagöz: " Üzüm üzüme baka baka Karagöz. "
Hacivat: " Yine yanlýþ. "
Karagöz: " Neresi yanlýþ. "
Hacivat: " Sonu yanlýþ. Atasözünde adýnýn iþi ne? "
Karagöz: " Karalý bir þey vardý sonunda. "
Hacivat: " Doðru. Üzüm üzüme baka baka kara.. "
Karagöz: " Buldum. Kara kara. "
Hacivat: " Hayýr. "
Karagöz: " Karabiber. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Belki þöyle olur. Ben kendi aklýma göre söylesem. "
Hacivat: " Söyle bakalým. "
Karagöz: " Hacivat Karagöz'e baka baka Karagöz. "
Hacivat: " Hayda? Bu ne demek? "
Karagöz: " Yani sen bana baka baka Karagöz oldun. "
Hacivat: " Ben Karagöz olduysam sen de bana bakarak Hacivat oldun. "
Karagöz: " O zaman gel yer deðiþtirelim. Ben oraya sen buraya. "
Hacivat: " Þimdi ne oldu? "
Karagöz: " Ben Hacivat oldum, sen Karagöz. "
Hacivat: " Öyle olsun. Senin sohbetine doyulmaz. Bir yere uðramam gerek. Sonra görüþürüz. "
Kendini Hacivat zanneden Karagöz Hacivat'ýn evine gider. Kapýyý çalar. Kapýyý açan Hacivat'ýn hanýmýna ben Hacivat oldum der ve içeri girmeye kalkar. Hacivat'ýn hanýmý, seni kendini bilmez, diye baðýrýr ve mutfaktan kaptýðý oklavayla Karagöz'ün kafasýna vurur. Aklý baþýna gelen Karagöz kaçýp gider.
Akþamüstü eve gelen Hacivat'a hanýmý olanlarý anlatýr. Hacivat ise, bugün Karagöz'le konuþtuklarýný nakleder. Karagöz'ün ikisi arasýndaki konuþmalarýn etkisinde kaldýðýný söyler. Böylelikle Karagöz evleri þaþýrýp bizim eve gelmiþ, der.
Hacivat'ýn Hanýmý: " Þu senin gözü kara baþka birinin daha evine girmeye kalkmasýn? "
Hacivat: " Yok daha neler? Dersini almýþ. Karagöz ayný yanlýþa iki kere düþmez. "

-----------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÝNEGÖL'E ON ÝÞÇÝ
Hacivat: " Haydi, son bir kiþi araba kalkýyor. Vay Karagözüm, hoþ geldin. Araba kalkýyor. "
Karagöz: " Hý. "
Hacivat: " At arabasý kalkýyor. Ýþçi gideceksin. Ýnegöl'e patates toplamaya. "
Karagöz: " Diþim aðrýmýyor ki, Ýnegöl'e diþçiye niye gideyim? "
Hacivat: " Diþçiye deðil, iþçi gideceksin. "
Karagöz: " Piþtide çok iyiyimdir. Geçen gün nasýl seni kahvede yenmiþtim. Herkesin içinde aðlamýþtýn. "
Hacivat: " Ah Karagözüm, benim aðlamam yenildim diye deðil. "
Karagöz: " O zaman neden aðladýn? "
Hacivat: " Benim aldýðým sayýlarý kendine yazmýþsýn. Senin zavallý haline acýdým da aðladým. "
Karagöz: " Doðru, yenilince zavallý durumuna düþmüþtün. Bak ýsrar etme yine aðlatýrým seni. "
Bir iþçi gelir, araba dolar ve gider. Ýkinci bir at arabasý gelir, kenara yanaþýr.
Hacivat: " Haydi, Ýnegöl'e on iþçi. Günübirlik iþ. Gündelik iki akçe. "
Karagöz: " Az önce kalkan araba nereye gitti, Hacivat? "
Hacivat: " Ýnegöl'e gitti. Patatese. Gündelik iki akçe. Çalýþan kazanýr. "
Karagöz: " Yazýklar olsun sana Hacivat. Bana neden söylemedin? O paraya ihtiyacým vardý. "
Hacivat: " Aha? Söyledim ya. Son bir kiþi dedim. Ýnegöl'e patates toplamaya dedim. Ýþçi gideceksin dedim. "
Karagöz: " Öyle söylemedin. Diþçiyle, piþtiyle kandýrdýn beni. "
Hacivat: " Dur Karagözüm, bu arabaya bin. Ayný yer, ayný iþ. Atlarý biraz kýrbaçlarsýnýz, onlardan önce varýrsýnýz. "
" Demek beni adamlara kýrbaçlatacaksýn? Bir daha seninle konuþursam iki olsun, " diye yürüyüp giden Karagöz'ün arkasýndan Hacivat bakakalýr.

------------------------------------------------------------------------

EN AKILLI KARAGÖZ
Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
Hacivat: " Karagözüm, bal almak ister misin? "
Karagöz: " Hý.. "
Hacivat: " Þu köþede bal satýyorlar. Kilosu dört akçe. Al istersen. "
Karagöz: " Zaten eskiden beri benim hayalim. "
Hacivat: " Hayalin mi? Ne hayali? "
Karagöz: " Sal satýyorlar dedin ya. Bir sal alýp dünya turuna çýkmak. "
Hacivat: " Sal deðil, bal satýyorlar. Hey koca kafalý, saðýr kulaklý. "
Karagöz: " Doldururdum çoluk çocuðu sala, kürek çeker, okyanusa ulaþýrdým. "
Hacivat: " Okyanusu býrak, herkes bal alýyor. "
Karagöz: " Herkes fal bakar ama kimse benim gibi fal bakamaz. "
Hacivat: " ... "
Karagöz: " Geçen gün kahve falýma baktým. Ýyi yerdeydim. "
Hacivat: " Nasýl yani? "
Karagöz: " Çýkmýþým kavaðýn ucuna, yukarýdan akýl daðýtýyorlar. Ben yüksekteyim ya en çok aklý ben aldým. "
Hacivat: " Sormasý ayýp olmasýn, ne yaptýn o akýllarý? "
Karagöz: " Kaybolmasýn diye beynime doldurdum. "
Hacivat: " Senin beynin akýl dolu da, sen çok akýllýsýn da ben mi fark edemedim? "
Karagöz: " Boþuna akýllýyým deme Hacivat, akýl daðýtýlýrken sen orada yoktun. "

------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: MANDA
Hacivat: " Karagözüm, sana bir bilmece sorayým da bil. "
Karagöz: " Sor bakalým ama kolay olsun. "
Hacivat: " Caný kaymak isteyen, neyi yanýnda taþýr? "
Karagöz: " Parayý yanýnda taþýr. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Parasýz kaymak nasýl alacak? "
Hacivat: " Bilmeceyi sulandýrma. Olmaz dedim. "
Karagöz: " Süthaneyi yanýnda taþýr. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Mandýrayý yanýnda taþýr. "
Hacivat: " Olmaz Karagözüm, olmaz. Bu þey bir hayvan. "
Karagöz: " Hayvan mý? "
Hacivat: " Evet, büyükbaþ bir hayvan. "
Karagöz: " Buldum. Fil. "
Hacivat: " Fil deðil. "
Karagöz: " Filin de sütü var. Sütünden kaymak olmaz mý? "
Hacivat: " Karýþtýrma þimdi fili. Bu bir ahýr hayvaný. Çamura yatmayý çok sever. "
Karagöz: " Çamur hayvaný. "
Hacivat: " ... "
Karagöz: " Hayvan çamuru. "
Hacivat: " ... "
Karagöz: " Tamam buldum. Öküz. "
Hacivat: " Öküzün sütü nerede? "
Karagöz: " O zaman inek. "
Hacivat: " Ýnek benzeri, manda gibi. "
Karagöz: " Þimdi aklýma geldi: Manda. "
Hacivat: " Doðru Karagözüm, bildin. "
Karagöz: " Bilirim tabi. Benim adým Karagöz. Her sorunun cevabýný þýp diye bilirim. "

Yazan: Serdar Yýldýrým