KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÝKÝ ELÝN NESÝ VAR
Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
Hacivat: Dur Karagözüm, nereye böyle?
Karagöz: Oh, sen miydin Hacivat. Ben de seni arýyordum.
Hacivat: Beni mi arýyordun?
Karagöz: Evet, sizin eve gidiyordum.
Hacivat: Bizim eve mi? Ama bizim ev o tarafta deðil ki.
Karagöz: Ya ne tarafta?
Hacivat: Bu tarafta. Ters yöne gidiyorsun.
Karagöz: Ters yöne mi?
Hacivat: Belki de az önce bizim evin önünden geçtin.
Karagöz: O zaman beni neden uyarmadýn?
Hacivat: Aman Karagözüm, evde deðildim ki.
Karagöz: Bir daha aradýðýmda evde ol.
Hacivat: Sen de aradýðýnda haber ver. Eve gelirim.
Karagöz: Hacivat, bugün bir atasözü öðrendim.
Hacivat: De bakalým , söyle.
Karagöz: Bir elin nesi var, iki elin takkesi var.
Hacivat: Böyle atasözü olmaz.
Karagöz: Nasýl olmaz, var iþte.
Hacivat: Sen bunu kimden duydun, Karagözüm?
Karagöz: Adamýn biri söyledi.
Hacivat: Söylemiþ ama yanlýþ söylemiþ, sonu yanlýþ.
Karagöz: Sonu mu yanlýþ? Bir elin nesi var, iki elin tekkesi var.
Hacivat: Yanlýþ.
Karagöz: Ýki elin teknesi var.
Hacivat: Takkesi, tekkesi, teknesi falan yok.
Karagöz: ....
Hacivat iki elini birbirine vurur. ( Hani clap, clap )
Karagöz: Buldum, iki elin alkýþý var.
Hacivat: Çok yaklaþtýn, alkýþý ses olarak söyle. Ýki elin sesi gibi.
Karagöz: Buldum. Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Hacivat: Hah, þimdi doðru söyledin. Deðil mi ya? Doðrusu bu.
Karagöz: Ben onun öyle olduðunu biliyordum. Kafamý karýþtýrmasan doðrusunu söylerdim.
Hacivat: Kafaný ben mi karýþtýrdým?
Karagöz: Artýk size gitmeme gerek kalmadý. Gitsem de evde bulamazdým. Belki yarýn bulurum seni. Haydi, hoþça kal, Hacivat.
Hacivat: Güle güle Karagözüm.
-------------------------------------------------------------
KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SÜR EÞEÐÝ BURSA'YA
Hacivat, Karagöz'ün kapýsýný çalar. Karagöz kapýyý açar.
Hacivat: Selam Karagözüm, gel tartýþalým.
Karagöz: Taþlaþalým mý? Ne gerek var. Hangi taþ büyükse git kafaný ona vur.
Hacivat: Öyle demedim. Tartýþma baþlatalým yani münakaþa edelim.
Karagöz: Münaþaka ne demek? Cevizli lokum olmasýn?
Hacivat: Yok pastýrmalý yumurta.
Karagöz: Paspaslý yumurta mý? Yumurta paspasýn üstünde mi piþti?
Hacivat: Hayýr, laf olsun diye bir þeyler söyle. Fikir yarýþtýralým.
Karagöz: Ha öyle söylesene. Geçti Ýnegöl'ün pazarý sür eþeði Bursa'ya.
Hacivat: Kýrk yýlda bir laf ettin ama doðrusunu söyleyemedin.
Karagöz: Yanlýþ laf ettiysem, doðrusunu sen söyle?
Hacivat: Geçti Bor'un pazarý sür eþeði Niðde'ye.
Karagöz: Sen zor gidersin eþekle Bursa'dan Niðde'ye.
Hacivat: Bursa'dan Niðde'ye neden gideyim?
Karagöz: Demin dedin ya geçti Bursa'nýn pazarý sür eþeði Niðde'ye.
Hacivat: Bravo sana, tartýþmayý nereden nereye sürükledin.
Karagöz: Öyle olduðu doðrudur. Adým Karagöz. Adamý gözünden anlarým. Deðer biçerim.
Hacivat: Bana ne deðer biçtin, hemen söyle?
Karagöz: Benim paramla beþ para etmezsin.
Hacivat: O zaman dört para ederim. Ama sen benim gözümde hiç para etmezsin.
Seni gidi beni bilmez seni diyen Karagöz Hacivat'ýn üstüne hamle yapar. Hacivat geri dönüp kaçmaya baþlar. Karagöz peþinden koþar ama yetiþemez. Daha sonra Karagöz evine döner.
-------------------------------------------------------------
KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SAKSI
Hacivat: Karagözüm, senin evde fazla saksý var mý?
Karagöz: Evde sakýz var.
Hacivat: Sakýz deðil, saksý. Çiçek dikecektim.
Karagöz: Saksýya çilek mi dikeceksin?
Hacivat: Saksýya çilek dikilmez.Çilek bahçeye dikilir.
Karagöz: Senin bahçe çilek dolu o zaman.
Hacivat: Yok Karagözüm, ne çileði ne bahçesi?
Karagöz: Çilek kokulu çilek, bahçe armut bahçesi.
Hacivat: Armut da nereden çýktý?
Karagöz: Hamam kesesinden çýktý.
Hacivat: Hamam kesesinden ne çýktý?
Karagöz: Örümcek.
Hacivat: Örümcek mi çýktý?
Karagöz: He ya örümcek.
Hacivat: Örümcek sonra ne oldu?
Karagöz: Kaçtý, yakalayamadým.
Hacivat: Bir daha kaçýrma?
Karagöz: Neyi kaçýrmayayým?
Hacivat: Keçileri þey yani örümceði.
---------------------------------------------------------------
KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: EN BÜYÜK KARAGÖZ
Hacivat gelir, kapýyý çalar. Karagöz pencereye çýkar.
Hacivat seslenir: Karagözüm, senin evde çaydanlýk var mý?
Karagöz: Gerdanlýk hanýmýn boynunda.
Hacivat: Hanýmýn boynunda olan nedir?
Karagöz: Gerdanlýk. Var mý diye sordun ya.
Hacivat: Gerdanlýk demedim, çaydanlýk dedim. Anla iþte misafir geldim.
Karagöz: Safir gerdanlýk mý? Bizimkisi o kadar pahalý deðil.
Hacivat: Aç Karagözüm, aç
Hemen kapýyý aç
Çay demle içelim
Sohbet edelim.
Karagöz pencereden Hacivat'ýn yanýna atlar.
Sus, Hacivatým sus
Hemen þimdi sus
Kavgalýyýz hanýmla
Anla halimden.
Halden anlayan Hacivat koþar adým oradan uzaklaþýr. Karagöz duvardan týrmanýr, pencereden eve girer.
Karagöz'ün Hanýmý sorar: Kimdi o, Hacivat mýydý?
Karagöz: He ya Hacivat. Gelmiþ kafa ütülüyor. Neþesi yerinde. Tuzu kuru tabi.
Hanýmý: Onun tuzu kuru da seninki yaþ mý?
Karagöz: Aramýzda iki yaþ fark var. Ben büyüðüm!
Hanýmý: Sen herkesten büyüksün. Haydi, gel sofraya. Þu bulguru kaþýkla, daha da büyü.
Karagöz sofraya oturur. Bulgura çala kaþýk giriþir. Bir tencere bulgur pilavýný bitirir. Üstüne yayýk ayraný içer. Sonra yatar uyur. Bu güzel hikaye de burada sona erer.
-----------------------------------------------------------------
KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÇAM YARMASI
Ayla ile Bursa Kapalý Çarþý'da Kozahan'a gittik. Çay bahçesine oturduk, çay içiyorduk. Ayla cep telefonumla bir fotoðrafýný çekeyim, dedi. Çekti. Bir daha, bir daha çekti. Fotoðrafýný Facebook’a koyayým, dedi. Ben, tamam, dedim. Fotoðrafýn altýna çam yarmasý ile birlikteyim, diye yaz. Bu sýrada Karagöz ile Hacivat yanýmýza gelmiþ de haberimiz yokmuþ.
Karagöz: Çam yarmasý deðil de biber dolmasý yaz, dedi.
Hacivat: Olur mu Karagözüm, patlýcan musakka yazsýn.
Karagöz: En iyisi yaprak sarmasý yazsýn.
Bu müthiþ ikili beni dolmalara doldurdular, yapraklara sardýlar. Oysa benim çorbam iyi olur, deyince kahkahalarla güldüler. Ayla da onlarla birlikte güldü. Karagöz ile Hacivat gidince Ayla, iyi ki geldiler, bize neþe verdiler, dedi. Bu hikaye de burada bitti.
---------------------------------------------------------------
KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SATILIK AKIL
Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
Karagöz: Selam Hacivat.
Hacivat: Selam Karagöz.
Karagöz: Hacivat bana on akçe borç versene.
Hacivat: Aman Karagözüm, on akçeyi ne yapacaksýn?
Karagöz: Pazarda adamýn biri, kiloyla akýl satýyor.
Hacivat: Akýl para ile satýlmaz.
Karagöz: Ya ne ile satýlýr?
Hacivat: Akýl doðuþtandýr, sonradan elde edilmez.
Karagöz: Kilosu bir akçe.
Hacivat: Senin aklýn var ya Karagözüm.
Karagöz: Var ama yetmiyor. Daha akýllý olmak istiyorum.
Hacivat: Alýp da faydasýný gören var mýymýþ?
Karagöz: Köylü tarlada ýrgatmýþ. Akýl almýþ, okumuþ, kadý olmuþ.
Hacivat: Baþka.
Karagöz: Adamýn oðlu akýlsýzmýþ. Oðluna akýl almýþ. Þimdi çalýþýyormuþ, yakýnda evlenecekmiþ.
Hacivat: Vay canýna! Doðru mu bütün bunlar?
Karagöz: Doðru. Komþularýyla konuþtum.
Hacivat: Olay gerçek ha.
Karagöz: Yürü Hacivat, bitmeden þu akýldan alalým.
Hacivat: Bana bir kilo al, kendine de bir kilo al.
Karagöz: Yetmez, bana bir kilo yetmez. On kilo alacaðým.
Hacivat: On kilo mu? Sen o kadar akýlla aya gidersin.
Karagöz: Aya da giderim, güneþe de giderim. Yeter ki daha akýllý olayým.
SON
Yazan: Serdar Yýldýrým
Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)