FUTBOLCU AYKA
Ayka küçük bir çocuktu. Çok seviyordu Ayka futbol oynamayý, top peþinde koþmayý. Ayka’nýn maçýný seyreden bir yabancý sekiz – on çocuk arasýnda Ayka’yý fark ederdi. O, maç süresince durmaz, devamlý koþar, forvet oynamasýna karþýn, gol atmak kadar gol yememenin maç kazanmaktaki önemini bilir ve defanstaki arkadaþlarýna yardýma gelirdi. Ayka gerçekten iyi bir golcüydü. Rakip ceza sahasý içinde yakaladýðý toplarý gole çevirirdi. Bir maçta üç – dört gol atmak Ayka için sýradan bir olaydý. Arkadaþlarý arasýnda yaptýklarý maçlarda Ayka baþý önde sahadan ayrýlmamýþtý. Ayka büyüdükçe aralarýnda yaptýklarý maçlarý yeterli görmemeye baþladý. Þehrin diðer mahallelerinde bulunan çocuklarla da maç yapmalýydý. Ancak bu þekilde futbolunu ilerletebileceðini düþünüyordu. Büyüdüðü zaman iyi bir futbolcu olmak istiyordu. Ayka'nýn önerisi üstüne Çelikspor kuruldu.
Çelikspor ilk maçýnda takýmda birlik olmamasý ve oyuncularýn gol atma sevdasý yüzünden ilk devreyi 2 – 0 yenik kapadý. Devre arasýnda arkadaþlarý birbirini suçlarken, Ayka biraz ötede yere oturmuþ, onlarý kýzgýn bir vaziyette izliyordu. Ýkinci devre takýmýn arka sýrasýnda sahaya çýkan Ayka kararýný çoktan vermiþti. Kesinlikle ileri gitmeyecek, defansýn en gerideki oyuncusu olarak oynayacaktý. Ýkinci devre Çelikspor’un yoðun baskýsý altýnda baþladý. Saðdan – soldan ataklar Çelikspor’dan geliyordu. Bu ataklar bir sonuca baðlanamýyor, gol olmuyordu. Ayka rakip takýmýn geliþtirdiði ataklarda iki – üç rakip oyuncuyla mücadele ediyor, takýmý bir gol daha yemesin diye gücünün sýnýrlarýný sonuna kadar zorluyordu.
Ýkinci devrenin ortalarýna doðru orta sahada boþ bir top yakalayan Ayka saða doðru yöneldi. Önüne çýkan iki oyuncuyu geçtikten sonra korner direði yakýnlarýndan topu kaleye ortaladý. Topu takip eden Çelikspor kaptaný kafa vuruþuyla ilk golü attý. Çelikspor’ lu oyuncular kaptanlarýný sevinçle kucakladýlar. Gollük ortayý Ayka’nýn yaptýðýnýn hiçbiri farkýnda deðildi. Ayka’ya dönüp bakan yoktu. Ayka gidip kaptaný tebrik etmedi, defanstaki görevine döndü. Maçýn son dakikalarýnda Çelikspor bir gol attý ve maç 2 -2 berabere sona erdi.
Çelikspor bir hafta sonra ikinci maçýný oynamak için sahaya çýktý. Ayka listede forvet yazýlmasýna karþýn, maç baþladýktan bir – iki dakika sonra defansa döndü. Nasýlsa arkadaþlarý bir gol atarlar ve maçtan galip ayrýlýrlardý. Çelikspor rakip takýmdan daha atak oynuyor fakat dakikalar geçtikçe beklenen gol bir türlü gelmiyordu. Ýlk devre 0 – 0 sona erdi. Ýkinci devre Çelikspor ataklarýný sýklaþtýrdý. Orta sahada topla buluþan Ayka topu sürmeye baþladý. Üstüne gelmiyorlardý. Oyunun baþýndan beri defansta oynadýðý için dikkati çekmemiþti. Ayka kaleye doðru yaklaþtý. Ýki oyuncunun arasýndan sýyrýldý. Artýk kaleciyle karþý karþýyaydý. Ayka sert bir þutla ilk golü attý. Golden sonra arkadaþlarý Ayka’yý tebrik ettiler. Daha sonra Ayka ileriye dönük oynamaya baþladý. Bu, Çelikspor’a canlýlýk getirmiþti. Sonraki dakikalarda iki gol atan Çelikspor sahadan 3 – 0 galip ayrýldý.
Ayka sonraki maçlarda forvette oynadý, pek çok gol attý. Geçen zamanla birlikte Ayka büyüyor, geliþiyordu. Bir gün takým kaptaný Ýsmail, Ýnegölspor genç takýmýndan teklif aldýðýný, Çelikspor’dan ayrýlacaðýný söyledi ve arkadaþlarýyla vedalaþarak gitti. Bunun üzerine Ayka, Ýnegöl Ýdmanyurdu genç takýmýna giderek, bu takýmda oynamak istediðini söyledi.
Ayka antrenman maçýnda 3 gol atýnca teknik direktör, Ayka’yý takýma aldýðýný açýkladý ve baþarýlar diledi. Ayka sonraki antrenman maçlarýnda attýðý gol adedini giderek fazlalaþtýrdý. Süratli ve hýzlý oyunu sayesinde 4 – 5 gol attýðý oluyordu. Takýmda onun kadar gol atan oyuncu yoktu. Ayka zamanla teknik direktörün bu durumu görmezden geldiðini fark etmekte gecikmedi. Arada bir 2 – 3 gol atan oyuncu takdir edildiði, bravo, bugün çok iyisin, diyerek alkýþlandýðý halde kendisinin bir kez olsun tebrik edilmediðini gördükçe caný sýkýlmaya baþladý. Bu durumun nedenini düþünüyor fakat mantýksal bir açýklamasýný yapamýyordu.
Birkaç ay sonraki o son antrenman maçýnda Ayka’nýn söylediklerinde ne kadar haklý olduðu ortaya çýkacaktý. Genç takýmlar arasýndaki maçlar haftaya baþlýyordu. Teknik direktör ideal kadroyu bugün belirleyecekti. Bazý oyuncular arkadaþlarýný getirmiþti. Ayka bunlarýn çoðunu ilk kez görüyordu, daha önce antrenmana gelmemiþlerdi. Teknik direktör A takýmýnýn kadrosunu okuduðunda Ayka ismi bu kadroda yoktu, A takýmýnýn yedeklerinde bile. Bu kadrodakiler devamlý olarak antrenmanlara çýkan oyunculardý. Ayka’nýn A takýmýnda yer almasý gerekirdi. Ayka, onlarla birlikte bu günler için hazýrlanmýþ, hiçbir antrenmaný kaçýrmamýþ, yaðmur - çamur demeden antrenmanlara gelmiþti. Olsun, diye düþündü, Ayka. Ben B takýmýnda da oynar, kendimi gösteririm.
B takýmýnýn kadrosu okunduðunda Ayka isminin geçmediðini üzülerek gördü. B takýmýnda oynayacak oyuncularýn çoðu ilk kez antrenmana geliyorlardý. Teknik direktör daha sonra B takýmýnýn yedeklerini okudu. Yedekler 5 oyuncudan oluþuyordu ve son isim olarak Ayka denmiþti. Takýmlar sahadaki, yedekler saha kenarýndaki yerlerini aldýlar ve teknik direktörün düdüðüyle maç baþladý. Ayka oturup kaldýðý yerde hýrsýndan titriyordu. “ Vay vay vay.. Demek öyle ha.. Demek artýk kartlarýný açýk oynuyorsun. Ne yaptým sana ben, ne istedin benden? Ýkinci devre baþlarken yedeklerin hepsi oyuna girecek dedin. Ne diyeyim ikinci devre görüþürüz senle. “
Birinci devre sona erdiðinde A takýmý 2 – 1 galip durumdaydý. Devre arasýnda teknik direktör A takýmý oyuncularýna: “ Ýyi oynuyorsunuz, fakat pek çok gol pozisyonunu cömertçe harcadýnýz. Takýmda gol kýsýrlýðý var. Gol atýn, gol.. “ dedikten sonra, A takýmýndaki oyunculardan bazýlarýný çýkarýp yerlerine A takýmýnýn tüm yedeklerini oyuna dahil etti. B takýmýnýn 3 oyuncusu oyundan çýkarýldý, yerlerine 3 yedek oyuncu alýndý. Þimdi o kadar oyuncu bolluðu arasýnda ikinci devre bile oyuna baþlayacak yeterlilikte bulunmayan B takýmýnýn 2 yedeði kalmýþtý. Biri yeni gelen birisi, diðeri de Ayka? Sözde ikinci devre baþlarken yedeklerin hepsi oyuna girecekti.
Maçýn bitmesine 15 dakika kalmýþtý ki, B takýmý 4. golü yedi. Durum 4 – 1 olmuþtu. Bunun üzerine teknik direktör B takýmýndan 2 oyuncuyu çýkardý ve son kalan 2 yedeði oyuna dahil etti. Ayka maçýn bitmesine az bir süre kaldýðýnýn farkýndaydý. Bu sürede tüm gücünü sarf edecek, bir gol atýp, onu utandýracaktý. Ayka top nerede ise oraya koþtu, çok çalýþtý, kan ter içinde kaldý. Ayka’nýn oyuna girdiði andan itibaren pas vermekte zorluk çekmeye baþladýklarýný fark eden A takýmý oyuncularý þaþýrmýþlardý. Ýnanýlýr gibi deðildi ama bir Ayka koca takýma yetiyordu. Ayka’nýn korkunç presi altýnda giderek gerileyen A takýmý defansa çekildi.
Maçýn baþýndan beri daðýnýk bir futbol sergileyen 4 – 1 yenik durumdaki B takýmý, Ayka’nýn oyuna girmesiyle canlanmýþ, pas hatalarýný deðerlendirip, nadir olarak geliþtirdikleri ataklarýný sýklaþtýrmýþtý. Topu kapan B takýmý oyuncusunun gözleri Ayka’yý arýyor, eðer yakýnda ise, Ayka’ya pasýný veriyor, topla buluþan Ayka ileri atýlýyordu. Maçýn bitmesine 5 dakika kalmýþtý ki, rakip ceza sahasýna giren bir oyuncu düþürüldü. Karar penaltýydý. Ýþte o an geldi diye düþündü Ayka, topu aldý, penaltý noktasýna dikti. Topa vurmak için gerilirken teknik direktörün biraz ilerden, hayýr Ayka, sen býrak, penaltýyý Muzaffer atsýn, dediðini iþitti. Kulaklarýna inanamadý. Acaba yanlýþ mý anladým diye düþünerek sesin geldiði tarafa döndü. Teknik direktör penaltý noktasýna gelerek, gel Muzaffer, penaltýyý at, deyince Ayka kahroldu. Yanlýþ anlamamýþtý ve penaltýyý Muzaffer atacaktý. Ayka’nýn sinirleri iyice gerildi. Ahlaksýz diye mýrýldandý. Kenara çekildi. Gol olmaz da utanýrsýn belki diye düþündü. Dayanamýyordu artýk gururuyla bu derece oynanmasýna, neredeyse patlayacaktý. Biraz sonra atýlan penaltý gol olunca, B takýmýnýn yaþadýðý sevinç birden üzüntüye dönüþtü.
Ayka patlamýþtý. “ Artýk senin takýmýnda oynamam ben. Þimdi gidiyorum ve bir daha dönmeyeceðim “ diye baðýrýrken sýrtýndan çýkardýðý formasýný yere attý. Ayka daha sonra saha dýþýna çýktý ve elbiselerini aldý. Peþinden gelen teknik direktör ismet rezil olmuþtu. “ Dur Ayka, bari maçý tamamla “ dedi, Ayka’nýn yanýna gelerek. Ayka: “ Sen de maçýn da yerin dibine batsýn. Oynamýyorum iþte “ dedikten sonra yürüdü gitti. Yolda Ayka bu olanlarý bir gün dünyaya duyuracaðýna dair kendine söz verdi.
Aradan birkaç ay geçtikten sonra Ayka ve ailesi Bursa’ya taþýndý. Böylesi daha iyi olacaktý. Bursa, Ýnegöl’den büyüktü. Pek çok takým vardý burada. Bir takýma girerdi ve futbolunu oynardý. Bir takýma girmek kolay deðildi. Ayka bu þehirde kimseyi tanýmýyordu, ailesi yardýmcý olamazdý. Zaman boþa geçmemeliydi. Antrenmansýz geçen her gün Ayka’yý formdan düþürebilirdi. Ayka, Bursa Atatürk Stadyumu’na giderek koþu antrenmanlarýna baþladý. Ýki ay burada koþularýný sürdüren Ayka, bir gün orada tanýþtýðý bir koþucuya “ Ben aslýnda futbol oynuyordum. Bursa’ya yeni taþýndýk. Formumu kaybetmeyeyim diye gelip burada koþuyorum “ deyince Cavit Önge adýndaki koþucu “ Ben de Muradiyespor Kulübü’nün atletizm takýmýndayým. Bizim kulübün futbol þubesinde gel oyna istersen “ dedi. Ayka buna çok sevindi ve ertesi gün soluðu Muradiyespor Kulübü’nde aldý. Muradiyespor futbol takýmýyla antrenmanlara baþlayan Ayka diðer yandan koþu antrenmanlarýný aksatmýyordu. 16 yaþýnda bir genç olmuþtu ve iyi bir futbolcu olmanýn iyi bir kondisyonla mümkün olacaðýný biliyordu. Bir gün Ayka stadyumda þortla koþmuþ, dinleniyordu. Sporcularý seyre dalan Ayka havanýn soðuduðunu fark edememiþti. Hafif bir yaðmur çiseliyordu. Oldukça fazla dinlendiðini neden sonra anladý. Üþümüþtü. Oturduðu yerden kalktý. Bir süre koþtuktan sonra elbiselerini giymek için içeri girdi. Ertesi gün dizlerinin sýzladýðýný fark etti. Birkaç gün sonra zorlukla yürüyebildiðini. Ayakta dururken dizleri tutmuyordu. Sanki boþlukta dikiliyor gibi oluyordu ve bir adým atmaya kalksa yere düþecekti.
Böyle anlarda tutunacak bir yer arýyordu. Bir aðaç, bir duvar oraya tutunarak ayaklarýný ileri, geri oynatýyor ve biraz dinlendikten sonra yürümesi mümkün oluyordu. Ayka birkaç gün sonra hastaneye giderek muayene oldu ve verilen merhemi gece yatmadan önce dizlerine sürmeye baþladý. Dizliklerini takan Ayka yataðýna yatýp uyuyordu. Bir hafta süren bu zor günlerden sonra dizlerindeki sýzýnýn geçmeye baþladýðýný gören Ayka Muradiyespor futbol takýmýyla antrenmanlara çýkmaya baþladý. Gece kroslarýnda takýmýn ön sýrasýnda koþuyordu. Gündüz yapýlan antrenmanlarda goller atýyordu fakat alt eþofmanýnýn içinde dizlikleri vardý ve eðer dizlikleri olmasa ne ön sýrada koþabilir ne de goller atabilirdi, bunun farkýndaydý. Amatör küme maçlarý baþlamýþtý. Muradiyespor ilk maçýna yeni bir teknik direktörle çýkacaktý. Takým hazýrdý, kadro okunuyordu. Ayka sevindi. Santrfor oynayacaktý. O ara eski teknik direktör geldi, kulüp baþkaný ve bir idareci yeni teknik direktörle bir þeyler konuþtular. Ayka’nýn kesik kesik de olsa duyduklarý þunlardý: Bak iki ayaðýnda da dizlik var…”
Ayka’nýn oynatýlmadýðý o ilk maçta Muradiyespor 0 – 0 berabere kaldý. Kadrodan çýkarýlmýþ ve maçý tribünlerden izlemek zorunda býrakýlmýþtý. Ayka birkaç ay bu duruma tahammül ettikten sonra takýmdan ayrýldý. Asla tahmin edilemeyecek kadar çok üzülüyordu. Stadyumda koþuyor ve aðýrlýk çalýþmasý yapýyordu. Bu durum bir yýl iki ay sürdü ve Bursaspor Genç Takýmý’na girdi. Bir ay süren futbol derslerinden sonra sahaya inildi ve Ayka ne yazýk ki seçilemedi. Tek maçta ne oynayabilirsen oynayacaktýn. Hünerini gösterip takýma girecektin. O maçta Ayka biraz da tutuk oynamýþtý, fakat seçilememesini þuna baðlýyordu: “ Kaleciler ayrýldý, diðer oyuncular defans, orta saha, forvet diye ayrýldý. Ben forvet oynayanlar tarafýna geçtim. Teknik direktör necmi güzey, sen sol açýk oyna, dedi. Ben santrforum, defansta oynadým, sol açýkta oynamamýþtým. Sol açýk oynayanýn sol ayaðý iyi olmalý. Maç boyunca soldan ataklar yaptým. Topu düþe kalka sürdüm götürdüm. Karþý takýmýn defansý tekme atmakta ustaydý. Sað ayaðým Türkiye haritasýna dönmüþtü. Kale önüne çok orta yaptým. Yanlýþ pas verdiðim durumlar oldu. Pas hatasý yapan tek ben deðildim. Ben maçta çok iyi oynayamadým. Eðer seçilebilseydim o takýma gerçekten çok iyi olacaktý. “
Ayka daha sonra Ývazpaþa adýndaki amatör küme takýmýna girerek, bu takýmla antrenmanlara baþladý. Umut doluydu yüreði kar, yaðmur, çamur demeden koþuyordu antrenmanlara. Onun bu iyi niyetli var olma savaþý görmezden gelinemezdi. Uludað yolunda yapýlan bir gece krosundan sonra idarecilerden biri: “ Ayka, amatör küme maçlarý yakýnda baþlýyor. Evraklarý getir, sana lisans çýkartalým “ deyince Ayka, “ Olur. Yarýn evraklarý kulübe getiririm “ dedi. Ertesi gün Ayka evraklarý kulübe getirip idareciye teslim etti.
Ývazpaþa takýmýnýn antrenman maçlarýnda Ayka eskisi gibi birbiri ardý sýra goller atmýyordu. Defans-orta saha karýþýmý bir futbol oynuyordu. Burada biraz þaþýrmamak elde deðil. Hani Ayka gol demekti? Bu büyük deðiþimin sebebi neydi? Bu durumun açýklamasýný, aradan uzun yýllar geçmesine karþýn, o günleri unutmamýþ olan Ayka’dan alalým: “ Sebeplerden birincisi, takýmdaki pek çok oyuncu yýllardýr bu takýmda oynuyor. Takýmýn golcüsü var. Antrenman maçlarýnda bir-iki gol attýðý oluyordu ama attýðýndan fazlasýný kaçýrýyordu. Ýkincisi, þimdiye kadar çok gol atmýþtým da ne olmuþtu? Neden attýðým goller önemsenmiyordu? Golü ikinci plana atýp takýmda tutunmak, kalýcý olmak istiyordum. Oyuncu defansta oynuyordu, gol atmýyordu, fakat amatör küme maçlarýnda sahaya çýkýp takýmdaki yerini alacaktý. “
Aradan günler, haftalar geçmiþ ve amatör küme maçlarý baþlamýþtý. Maç olduðu günler Ayka takýmda oynama umuduyla bir o sahaya, bir bu sahaya koþtu. Maç öncesinde takým kadrosu okunduktan sonra ortadan kayboluyordu. Sanki takýmýn maçýný seyretse daha mý iyi olacaktý? Yenilip duruyorlardý. Belki de Ayka’nýn lisansý çýkmadýðý için kadroya almýyorlardý. Baþkasýnýn lisansý iki ay içinde çýkýyordu da Ayka’nýn lisansý dört aydýr niye çýkmýyordu? Ýdareci baþvuruyu yapmýþ mýydý? Bu öðrenilemedi. Lisans çýktýysa Ayka’ya haber vermek gerekmez miydi? Haber vermesen bile alýn iþte Ayka’yý kadroya, çýksýn sahaya oynasýn futbolunu, takýma güç katsýn. Koy Ayka’yý defansa defansýný saðlamlaþtýr. Maçta gol atamýyordu takým, bari gol yemezsin, berabere kalýr, bir puaný kaparsýn.
Mudanya’ya maça gidilmiþti. Saha çamur içindeydi. Saha kenarýndaki karlar erimemiþti. Maç iptal edildi. Ýþte o günden sonra Ayka bu takýmýn ne maçýna, ne antrenmanýna gitti. Maçlarda oynama ümidi kalmamýþtý. Yeniden bir takýmda futbol oynamaya teþebbüs etmek yeni sýkýntýlara, üzüntülere kucak açmak demekti. Ayka yorulmuþtu, bitmiþti. Bir zamanlar futbolcu olmak onun en büyük idealiydi. Genç Ayka yine güçlüydü, ideal yine vardý, fakat ideale ulaþmak için önüne çýkarýlan engeller tükenmek bilmiyordu. Her defasýnda bir sonraki engeli aþmak çok daha zor oluyordu. Çaresizlik sonsuz düþ kýrýklýklarýna yol açýyordu. Zamanla düþ yabancýlaþýyordu. Sen hem kendi kendine yabancýlaþtýn, hem de düþün sana yabancýlaþtý, bu tarafta, ideal istesen de istemesen de sana yabancýlaþýr.
SON
Yazan: Serdar Yýldýrým
Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)