ZAVALLI ÇOBAN
Bundan yýllarca önce, köyün birinde yetim bir çoban yaþarmýþ. Anasý, babasý, kimi kimsesi yokmuþ. Sabahlarý gün aðarýrken kalkar, ekmeðini, soðanýný, peynirini, kavalýný torbasýna koyar, koyunlarýný evinin yanýndaki aðýldan çýkarýr, eline sopasýný alýr, köpeði Karabaþ’ la birlikte erkenden yola çýkarmýþ. Çimenin, çayýrýn bol olduðu yerlerde koyunlarý otlatýr, öðle üzeri dere kenarýnda oturup yemeðini yedikten sonra kendi yaptýðý kavalý çalar, türkü çaðýrýrmýþ. Akþamüstü gün kararýrken koyunlarý toplar, evine geri dönermiþ. Bu böyle haftalarca, aylarca sürmüþ.
Bir gün sabah erkenden koyunlar önde, kendisi arkada giderken yol kenarýnda sýrma saplý, altýn yaldýzlý bir kaval bulmuþ. Kavalý yerden almýþ, öttürmüþ, sesi pek hoþuna gitmiþ: “ Bizim köyden kimsenin böyle kavalý yoktu. Herhalde yabancý birisi düþürmüþ olacak, diye düþünmüþ. Kavalý ben buldum, benim oldu “ demiþ. Eski kavalý atmýþ, yeni kavalý çalmaya baþlamýþ. Daha sonraki günlerde iþleri ters gitmeye baþlamýþ. Koyunlarýný hastalýk kýrýp geçirmiþ. Elli koyundan iki ay içinde beþ koyun kalmýþ. Zavallý çoban çok sýkýntýlý günler geçirmeye baþlamýþ. Koyun sütü içemez, peynir yapýp yiyemez, soðan bile alamaz duruma gelmiþ. Ekmeðe su katýk eder olmuþ. Bizim koyunlar da hastalanmasýn diye komþularý gelip gitmez olmuþlar.
Bir gün öðle vakti yemeðini yedikten sonra sýrma saplý, altýn yaldýzlý kavalý çalarken uykuya dalmýþ. Saatler sonra köpeði Karabaþýn havlamasýna uyanmýþ. Bakmýþ kalan beþ koyunu kurtlar götürüyor. Sopasýný kaptýðý gibi kurtlarýn peþine düþmüþ, yetiþememiþ. Yorgun argýn, üzgün, periþan bir þekilde uyuyup kaldýðý yere dönmüþ. Baþlamýþ dövünmeye, söylenmeye: “ Vah benim kara talihim, kötü kaderim, alýnyazým. Ne güzel bir sürü koyunum vardý. Ne güzel geçinip gidiyordum. Hastalýk aldý götür hepsini.Bari þu beþ koyunu kurtlar kapmasaydý. Kuru ekmeðe de razýydým… Vay benim yoksulluðum, vay benim alýnyazým..” diye dövünüp aðlarken aniden yan tarafýnda: “ Zavallý Çoban neden kadere bu kadar isyan edersin? Kader hep kederle gelir, bilmez misin? Yoksulluk alýnyazýsý deðildir “ diyen tatlý bir genç kýzý duymuþ. Çok þaþýrýp ayaða kalkmýþ, etrafýna bakýnmýþ, kimseler yokmuþ. “ Öyleyse bu ses nereden geldi? “ diye düþünmüþ. Yine ayný genç kýz sesi: “ Zavallý Çoban, ben kavalýn içindeyim ” demiþ. Bunun üzerine çoban: “ Kavalýn içinde misin?..Kaval konuþur mu?..Hem oraya nasýl girdin? ” diye sormuþ.
Genç kýz sesi: “ Ben bu ülke padiþahýnýn kýzý Prenses Nazlý’yým. Saray büyücüsü herkese kötülük yapmaya baþladýðý için babam büyücüyü saraydan kovdu. Saray dýþýnda gezintiye çýktýðým bir gün büyücü intikam almak için muhafýzlarýmý öldürüp beni kaçýrdý. Kara ormandaki kulübesinde bana sihirli þerbetler içirtip büyü yaptýktan sonra beni bu kavalýn içine hapsetti. Sonra da “Bu kavalý bulup çalanýn iþleri rast gitmesin, her þeyini kaybetsin ” diye beddualar etti.Büyücünün büyüyü her gün dua ederek ayný seviyede tutmasý gerekiyordu.Herhalde benim konuþabilmem büyücünün son günlerde dua etmeyi unutmasýndan meydana geldi. Bu büyücünün büyük iþler peþinde olduðunu, babamý tahtýndan indirip yerine geçtikten sonra komþu ülkelere saldýrýp, savaþ çýkarmayý planladýðýný gösteriyor. Þimdi beni saraya götür..”
Zavallý Çoban kaval elinde, yanýnda köpeði Karabaþ’ la beraber günlerce yol yürüdükten sonra baþkente varmýþ. Tahta bir sandýðýn içine kavalý koymuþ. Saraya gitmiþ. Prenses Nazlý’ dan haber getirdiðini söyleyince padiþahýn huzuruna çýkarmýþlar. Zavallý Çoban tahta sandýðý masanýn üstüne koymuþ. Sandýktaki kaval konuþmaya baþlamýþ: “ Baba, ben Prenses Nazlý’ yým. Saraydan kovduðun büyücü beni kaçýrdý, büyü yaptý ve beni bu sandýðýn içindeki kavala hapsetti. Kara ormandaki kulübesinde yaþýyor. Büyük kötülükler planlýyor. Ancak büyücünün ölmesi beni eski halime döndürebilir. Bu sandýðý odama çýkarýn. Zavallý çoban büyü yüzünden çok sýkýntý çekti, her þeyini kaybetti. Kendisini yedirin, içirin, giydirin; iki kese de altýn verin, rahat etmesini saðlayýn..”
Padiþahýn ilk þaþkýnlýðý geçtikten sonra komutanýna gerekli emirleri vermiþ. Komutan askerlerle birlikte gidip büyücüyü kara ormanda yakalayýp öldürmüþ. Büyücünün ölmesi ile büyünün týlsýmý bozulmuþ. Büyü yeni dualarla beslenemediði için Prenses Nazlý birkaç gün sonra altýn yaldýzlý kavalýn içindeki hapis hayatýndan kurtulmuþ. Eski haline dönmüþ, genç ve dünya güzeli bir kýz olmuþ. Zavallý Çoban sarayda okuma-yazma öðrenmiþ, bilgi ve becerisini geliþtirmiþ. Devlet yönetimi hakkýnda kitaplar okumuþ, dersler almýþ. Sonraki yýllarda yaþlý padiþah vefat edince Prenses Nazlý “ Kraliçe “ olmuþ, Zavallý Çoban’ a “ Vezir “ lik rütbesi vermiþ. Vezirçoban, ülkenin ilerlemesine, yoksulluðun azalmasýna, insanlarýn hakça ve mutlu olarak yaþamalarýna çalýþmýþ.
SON
Yazan: Serdar Yýldýrým
BU MASALIN BULUNDUÐU KÝTAPLAR:
Masal Bahçesi Dizisi - AFG Yayýncýlýk - Sayfa: 1-32
Ýnci Masallar - Aydede Yayýncýlýk - Sayfa: 38-44
Kar Tanesi Hikayeler - Pofuduk Yayýnlarý - Sayfa: 31-42
Bal Peteði Hikayeler - Aydede Yayýncýlýk - Sayfa: 9-17
En Güzel Çocuk Hikayeleri - Aydede Yayýncýlýk - Sayfa: 20-27
Nar Kokulu Masallar - Yakamoz Çocuk - Yayýn Yýlý: 2015
Asistan - 5 Renk Yayýnevi - Yayýn Yýlý: 2011 - Yardýmcý Ders Kitabý
Bunlar benim bulup satýn aldýðým kitaplar. Kim bilir daha kaç tane var? Yayýnevleri internetten alýyorlar. Ýþin parasal yönü yoktur. Benim amacým okuyucuya güzel eserler sunmaktýr.