SOSYAL MEDYA VE MESAJ YOLUYLA ÝÞLENEN TEHDÝT SUÇU
Cep telefonu kullanmanýn artýk sosyal bir zorunluluk olduðu günümüzde, telefonlarýn mobil internet aðýna baðlý olmasý, yüzyüze iletiþimi azaltmakta ve iletiþimin önemli ölçüde yazýlý hale gelmesine sebebiyet vermektedir.

TÜÝK verilerine göre, 2015 yýlý Nisan ayý itibariyle 16-74 yaþ arasý internet kullanýmý %55,9’dur. Ayný dönemde internet kullanýcýlarýnýn %80,9’u sosyal medya üzerinden profil oluþturarak, mesaj ve fotoðraf paylaþýmýnda bulunmaktadýr[1]. Ýnternet kullanýcýlarý gün içerisinde ortalama 7 saatini bilgisayar karþýsýnda, 3 saatini telefon üzerinden internete baðlanarak ve 3 saatini sosyal medya platformlarýnda geçirmektedir. Yine, Türkiye’nin 2016 web trafiðine göre; bilgisayar üzerinden ziyaretleri %36 iken, mobil trafik %61 düzeyindedir[2].

Eldeki veriler, insanlar arasý iletiþimin dijitalleþtiði ve yüzyüze iletiþimin azaldýðýný gözler önüne sermektedir. Bu ise, hakaret, tehdit, þantaj gibi suçlarýn bu yolla iþlenme ihtimalinin arttýðýný göstermektedir.

Bilindiði üzere tehdit suçu, kiþilerin huzur ve sükununu ve iradi hareket kabiliyetini korumayý amaçlamaktadýr. Bu yolla ceza hukuku, kiþinin özgürce karar vermesine imkan saðlayarak, buna etki edecek söylemlerden muhafaza etmektedir. Gerçekten bir kimsenin kendisinin veya yakýnlarýnýn istikbaline iliþkin ciddi bir kaygýya düþmesi, kararlarýný saðlýklý bir þekilde vermesini engelleyecektir.

Tehdit, TCK’nýn “Kiþilere Karþý Suçlar” Kýsmýnýn “Hürriyete Karþý Suçlar” bölümünde, m.106’da düzenlenmiþtir. Maddenin birinci fýkrasýna göre, “Bir baþkasýný, kendisinin veya yakýnýnýn hayatýna, vücut veya cinsel dokunulmazlýðýna yönelik bir saldýrý gerçekleþtireceðinden bahisle tehdit eden kiþi, altý aydan iki yýla kadar hapis cezasý ile cezalandýrýlýr. Malvarlýðý itibarýyla büyük bir zarara uðratacaðýndan veya sair bir kötülük edeceðinden bahisle tehditte ise, maðdurun þikayeti üzerine, altý aya kadar hapis veya adlî para cezasýna hükmolunur”.

Maddede, hayata, vücuda ve cinsel dokunulmazlýða karþý gerçekleþtirilen tehdit ile malvarlýðýna yönelen ya da sair bir kötülük gerçekleþtireceðini belirten tehdidin ayrýþtýrýldýðý görülmektedir. Ýkinci cümle kapsamýnda kalan deðerlere yönelen tehdidin hem daha az cezaya layýk olduðu hem de þikayete tabi kýlýndýðý görülmektedir. Bu durumda, hayata, vücuda veya cinsel dokunulmazlýða karþý yapýlan tehdit re’sen soruþturulacak ve suç duyurusunda bulunan þikayetten vazgeçse dahi muhakeme devam edecektir. Hemen belirtelim ki, TCK m.106/1-c.1’de yer alan tehdit, þikayete tabi olmasa da CMK m.253’te düzenlenen uzlaþtýrma kapsamýndadýr; suçtan zarar gören ile þüpheli/sanýðýn uzlaþmasý halinde kovuþturmaya yer olmadýðýna/düþmesine karar verilecektir.

Tehdit, gerçekleþtirilmesi failin isteðinin yerine getirilmemesi þartýna baðlanan bir kötülüðün maðdura bildirilmesidir[3]. Bu nedenle, failin isteðinin yerine getirilmesi koþuluna baðlý tutulmayan, sýrf korkutmak amaçlý olan ve kiþiyi belirli bir yönde davranmaya zorlamayan ve irade yeteneði üzerinde bir etkisi bulunmayan sözler tehdit olarak nitelenemez; bu gibi eylemlerin vücuda psikolojik bir zararý dokunup dokunmadýðý dikkate alýnarak kasten yaralama suçu baðlamýnda ele alýnmasý gerekmektedir[4].

Tehdit fiilinin maðdura yönelmiþ olmasý zorunlu deðildir; maðdurun yakýnlarýna (eþi, çocuðu, ebeveyni, sevgilisi gibi) yönelen kötülük bildirimi de suçu meydana getirecektir. Kanun koyucu, “yakýn”ýn kimlerden ibaret olduðu açýklamamýþtýr. Burada aslolan maðdurun böyle bir zararýn gerçeklemesini istemeyeceði yakýnlýkta birine yönelmiþ olmasýdýr. Bu durum somut olayýn koþullarýna göre deðerlendirilecektir.

Maðdura bildirilen kötülüðün gerçekleþmesi failin iradesine baðlý deðilse tehdit suçundan bahsedilmez[5] (baþýna taþ yaðar, Allah reva görmez). Bu nedenle bedduada bulunulacaðýndan bahisle tehdit etmek bu suçu oluþturmaz. Bu kötülüðün en azýndan failin iradesine baðlý olduðu izlenimi vermesi gerekir.

Tehditte gerçekleþtirileceði bildirilen kötülüðün objektif olarak korkutucu nitelikte olmasý gerekir.; Maðdurun failin söyleminin gerçekleþtirme imkanýna sahip olduðunu bilmesi ve yapýlacaðý söylenen þeyin korkutucu, yani maðdurun özgür iradesini tecelli ettirmesini engelleyecek nitelikte olmasý yeterlidir; failin yapacaðýný iddia ettiði þeyi gerçekleþtirmesinin olanaklý olup olmadýðýnýn bir önemi yoktur. Diðer bir ifadeyle tehdit bir blöfe dayanýyor olabilir. Bu durum somut olayýn gerçekleþme koþullarýna baðlý olarak deðerlendirilecektir. Diðer yandan, geleceðe yönelik olmayan bir kötülük söylemi tehdit suçunu oluþturmaz (Sözgelimi “Çocuðumu kaçýrmýþ olsaydýn seni yaþatmazdým”, “Benim yerimde bir baþkasý olsaydý, seni öldürürdü)[6].

Tehdit suçu kiþiler arasý iletiþimi mümkün kýlan her yolla iþlenebilir, meðer ki tehdit fiili objektif olarak algýlanabilir olsun. Tehdidin yüzyüze gerçekleþtirilmesi zorunlu deðildir; tehdidin asýl muhatabýna ulaþtýracaðý bilinen bir kiþiye iletilmesi de suçun oluþmasý için yeterlidir.

Tehdit fiili sözlü ve yazýlý iletilerle, (mektup, not, SMS, e-mail, sosyal medya yazýþmalarý) daha önce kaydedilmiþ bir görüntü (fotoðraf veya kamera kaydý) ya da ses kaydý ile de iþlenebilir. Bunun yanýnda belirli anlamlara gelecek el kol hareketleriyle de (sözgelimi, kafa kesme hareketi, parmak sallama) iþlenebilir. Bu baðlamda tehdit olarak algýlanabilecek bir emojinin[7] ya da bir GIF’in dijital iletiþim araçlarýyla maðdura gönderilmesi ile suç iþlenebilir.

Bu noktada, tehdit içerikli gönderilerin kamuya açýk yöntemlerle (örneðin Facebook sayfasýna, tweet atmak yoluyla, Instagram paylaþýmý yaparak) yapýlmasý ile birebir iletiþime olanak veren özel mesajla iþlenmesi arasýnda suçun oluþumu açýsýndan bir farklýlýk bulunmamaktadýr. Ancak kamuya açýk platformlarda tehdidin gerçekleþtirilmesi, içeriðinin aðýrlýðý ile birlikte cezanýn alt sýnýrýndan uzaklaþýlmasý noktasýnda dikkate alýnabilir.

Tehdit, bir tahrikin sonucunda da gündeme gelebilir. Özellikle herkesin görüp okuyabildiði alanlarda tahkir edici (küçük düþürücü, aþaðýlayýcý) söylemlerle karþý karþýya kalanlarýn bu haksýz hareketin doðurduðu hiddet ve kýzgýnlýkla karþý hakarette bulunduðu ve tehdit ettiði görülmektedir. Yukarýda ifade ettiðimiz gibi tehdit ve hakaret içeren mesajýn özel mesaj yoluyla gönderilmesi suçun oluþmasýný engellememektedir. Her ne kadar ilk haksýz hareketi yapan (hakaret veya tehditte bulunan) karþý taraf olsa da, bu harekete karþý hakarette bulunulmasý ceza sorumluluðunu ortadan kaldýrmamaktadýr. TCK m.129’da karþýlýklý hakaret halinde cezada indirim ya da cezanýn hiç verilmemesi imkaný olsa da uygulamada her zaman cezasýzlýk ile sonuçlanmamaktadýr. Tehdit suçu bakýmýndan ise, bu durum ancak TCK m.29’da düzenlenen haksýz tahrik hükümleri baðlamýnda indirim nedeni olabilir; ancak bütünüyle cezayý ortadan kaldýran bir düzenleme bulunmamaktadýr.

Bu noktada, sosyal medyada yayýmlanan ve somut bir kiþiye hakaret teþkil eden paylaþýmlarýn kaldýrýlmasý için özel mesaj atýlmasý, bu özel mesajda ise kaldýrýlmamasý halinde bir kötülük yapacaðýnýn bildirilmesi tehdit suçunu gündeme getirecektir. Burada suç tipine uygun bir fiilin bulunduðuna kuþku yoktur. Ancak kiþinin haysiyet ve þerefine yönelmiþ ve devam eden bir saldýrý olduðu düþünüldüðünde, kanaatimizce, TCK m.25’te düzenlenen “meþru savunma” baðlamýnda; tehdit söylemlerinin haksýz saldýrýyý bertaraf etmeye yönelik bir savunma hareketi olarak yorumlanmasý mümkündür[8]. Buna göre, haksýz içeriðin kaldýrýlmamasý noktasýnda ýsrarcý davranan kiþinin tehdit edilmesi yoluyla içeriði kaldýrmasýnýn saðlanmasý saðlanabilir. Ancak içeriðin kaldýrýlmasý ile birlikte, haksýz saldýrý da biteceðinden artýk bir savunma hareketi olarak tehditte bulunma imkaný da ortadan kalkacaktýr. Elbette bu noktada, meþru savunmada zorunluluk tartýþmasý gündeme gelecektir. Bu noktada, aktif olarak yapýlan saldýrýnýn idari/adli makamlara bildirilmesi ile hemen sonlandýrýlmasýnýn mümkün olduðunu iddia etmek gerçekçi deðildir. Bu konuda doðrudan bir içtihada rastlamasak da benzer durumlarda Yargýtay’ýn tehdit fiilini hukuka uygun kabul ettiði görülmektedir.

Yargýtay 4. Ceza Dairesi, 12.1.2016 tarih ve E.2013/32263, K.2016/195 sayýlý kararýnda[9], “Sanýðýn, reþit olmayan 16 yaþýndaki kýzýný rýzasý ile yanýnda tuttuðunu kýzýnýn eþyalarýndan elde ettiði telefon numarasýndan öðrenmesi sonucunda maðdura telefon ederek, “kýzýmýn saçýnýn bir teline zarar verirsen seni vururum, yakarým” biçiminde tehdit etmesi eylemini, kýzý T..'yý kendilerine bildirmeden yanýnda tutarak ya da zorla hürriyetinden yoksun býrakmak suretiyle gerçekleþtirilen, haksýz ve suç oluþturan davranýþýný engellemek, kýzýna zarar verilmesini önlemek ve saldýrýyý sonlandýrmak amacýyla hal ve koþullara göre, haksýz eylemlerin sürdürüldüðü sýrada, onu geri getirilmesini temine yönelik olarak iþlediðinin anlaþýlmasý karþýsýnda, sanýk hakkýnda TCK'nýn 25. maddesinde öngörülen meþru savunma hükümlerinin uygulanmasý gerektiði gözetilmeden, tehdit suçundan mahkumiyete hükmolunmasý”, þeklindeki kararýyla, tehdit eyleminin meþru müdafaada savunma fiili olarak kullanýlmasýnýn olanaklý olduðuna vurgu yapmýþtýr. Yine Yargýtay, sanýðýn çocuklarýna tokat atan maðdura, “bir daha bu yetimlere iliþirsen seni döverim” ifadesini, “çocuklarýnýn zarar görmemesine dair bir hakkýn korunmasýna yönelmiþ olmasý” nedeniyle, tehdit olarak nitelememiþtir[10].

Av. Burak ALCAN

Sevgili Misafir. Üye olmadan linkleri göremezsin Üye olmak için týklayýnýz