Arkadaşlar Devir O Kadar Bozulduki Yapılan İllegal İşleri Süsleyip Püsleyip İnsanlara Çok İyi Bişey Yapıyorlarmış Gibi Lanse Ediyorlar,Eğer çocuklarımıza iyi,temiz bir dünya bırakmak istiyorsak herkes üzerine düşen görevi yapsın,şüphelendiğiniz durumları Emniyet Birimlerine ihbar edinizki bir daha sokaklarda,okul yakınlarında rahat rahat gezemesinler.

Derlenen verilere göre hem öğrenci gençliğinin hem de işsiz gençlerin uyuşturucu kullanımında yaşın gittikçe azaldığını gözler önüne serdi. Verilerin ürkütücü bir yanıda uyuşturucu kullananların sayısının hızla artması. Bu tehlikeli gidiş üzerine alarma geçen Milli Eğitim, Narkotik, AMATEM ve üniversiteler, acil önlem için harekete geçti. Bu yıl, başta 8’inci sınıflar olmak üzere lise öğrencileri çok sıkı takip altında olacak.

Özellikle sık disiplin cezası alan, agresif davranışlar sergileyen, okuldan atılma eşiğine gelen, yasadışı olaylara karışan ve herhangi bir maddeyi deneyen öğrenciler dikkatle gözlenecek...

Bağımlı gençler tespit edilerek tedavileri sağlanacak. Bunun yanında 50 bin eğitimci, veli ve öğrenci geniş çaplı bir eğitimden geçiriliecek.

Başkanlığını, kısa adı AMATEM olan Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’nden Doç. Dr. Kültegin Ögel’in yürüttüğü önleme projesinde her okul, her semt kendi koşullarında ele alınacak.

Yetkilileri özellikle uyuşturucu kullanan her 10 çocuk ve gençten 9’u düşük ve orta gelirli ailelerden geldiğine dikkat çekiyor. Dikkat çeken bir başka konu da bu gençlerin çoğunluğunu parçalanmış aileden değil ailesiyle birlikte yaşayanlar oluşturuyor. Ve en kötüsü her iki çocuktan biri uyuşuturucuya arkadaşı yüzünden başlıyor ve çoğunlukla da tedaviyi reddediyor. Bu tüyler ürperten veriler uyuşturucuyla mücadele etmek için buluşan Milli Eğitim, Narkotik ve AMATEM temsilcileri tarafından elde edildi.

Bunlar tehlike işaretleridir :

1- Daha önce bizlerle olmaktan zevk alan, programlar yapan kızımız veya oğlumuz, bizden uzak durmaya başlamışsa, ilgi ve istekleri sıklıkla değişiyorsa, maymun iştahlı olmuşsa, daha önce eğitim konusunda verdiği kararı değiştirmişse, kararsızlıklar yaşıyorsa...
2- Ruhsal yönden içine kapandığını, aşırı sinirli olduğunu, alınganlaştığını, sonra tekrar normale döndüğünü fark ediyorsak.
3- Başarı oranı tamamen ve her derste düşmüş ise, arkadaşlarını çok sık değiştiriyorsa, eski arkadaşlarına sırt çeviriyor ve çevreyle ilişkilerden kaçıyor, işini yada okulunu bırakmak istiyorsa.
4- Hiçbir şeye ilgi duymuyor ve herkesten uzak kalıyorsa, geleceğe dönük hiçbir adım atmıyorsa.
5- Ani ve çabuk duygu değişimleri varsa, yemek yeme düzeninde bozukluk oluyorsa.
6- Yalan söylüyor ve evden ufak tefek şeyler kayboluyorsa.
7- Elbisesinde, yatağında ufak yanıklar ve yırtıklar oluşmuşsa, farklı yerlere gittiğine dair ipuçları varsa.
8- Tuvalette uzun süre kalıp, oradan rahatlamış olarak çıkıyorsa.
9- Odasında, üstünde pudraya benzer şeyler varsa bunlar bize bir problemin olduğunu düşündürmelidir. Ama bütün bunları, tek başına anne yada baba olarak halletmeye kalkışmamak, mutlaka bir uzmandan yardım almak gerekir.

Burada Aileye Düşen Görevler :

Uyuşturuculardan korunmada en büyük vazife aileye düşmektedir. Aile toplumun temel çekirdeğidir. En başta anne ve baba, çocuklara örnek olmalıdır. Çocuklar, her türlü sıkıntılarını ve problemlerini öncelikle anne ve babalarına açabilmelidirler. Problemlerin ilk defa aile büyüklerince değerlendirilmeleri şarttır.
Bu konuda gençlerimizin dikkat edecekleri noktalara gelince;
1- Gerek sevgiyi ve mutluluğu muhakkak ki kendi yuvalarında aramalıdırlar.
2- Kötü arkadaş guruplarından uzak durmaları gerekir. Böyle kişiler davranışlarından, hareket ve sözlerinden anlaşılır.
3- Boş zamanları en iyi şekilde (okumak, kültürel ve diğer faydalı faaliyetlerde bulunmak gibi meşguliyetlerle) değerlendirmelidirler.
4- Yine gençlik dönemi ; halk arasında söylendiği şekliyle "delikanlılık" devresidir. Bu yaşlarda kişilik icabı, gelecek için her an problem oluşturabilecek hareketlere girilebilir, kararlarda isteksizlik olabilir. Gençler bu hususu daima göz önünde tutmalı büyüklerin uyarılarını dikkate almalıdırlar.
Son olarak gençlerimizi uyuşturucunun içine çeken alt kültürden bahsetmek istiyorum. İçki uyuşturucu, kumar, şans oyunları, sapıklıklar, fuhuş evden kaçma gibi faaliyetlerin tümünü besleyen, ortaya çıkaran ortama "Uyuşturucu Kültürü" adını veriyoruz. Zararlı alışkanlıkların temelinde bu vardır ve bunu önlemek uyuşturucu kültürüyle mücadeleye bağlıdır.

Bu kültürün filizlendiği birahane, pub, diskotek, kahvehane, kumarhane, meyhane ve benzeri yerlerden uzak durmalıdır.
Bira ve "alkolsüz" denilen bira, alkolizm ve uyuşturucu batağının başlangıç basamağıdır.

Yine milli manevi değerlerimiz, yüzyıllardan beri nesilden nesile intikal eden geleneklerimiz uyuşturucu kültürünün panzehiridir. Bu değerlere sarılmak zorundayız.