Hazır gaza gelmişken bir tane daha paylaşayım da adet yerini bulsun
Ömür Çok Kısa...
Gecenin bir vakti, sandalye üstünde refakat ettiği, annesinin sayıltılarıyla uyanmıştı. Kadıncağız acı içinde kıvranıyordu. koridorun başında gezinen hemşireye seslendi telaşlı telaşlı. Hemşire koşarak içeri girdi. yaşlı kadının durumu pek iyi görünmüyordu. Hemşire, odadaki telefondan nöbetçi doktoru aradı. çok geçmeden doktor da odaya geldi; yaptığı kısa bir muayeneden sonra reçeteye bir takım ilaçlar yazdı ve "evladım bu ilaçlar acilen lazım. Nöbetçi eczaneden bunları al" dedi. Adam cebini şöyle bir yokladı ama çok parası da yoktu hani. utana sıkıla "peki" dedi. Hastaneden çıktıktan sonra, yakınlarda nöbetçi eczane aradı ancak bulamadı. Taksi de tutup çeviremiyordu. Çünkü taksiye para verirse belki de cebinde ilaçları alacak kadar para kalmayacaktı. O sırada başka bir hasta yakınından, en yakın nöbetçi eczaneye yürümeyle 20 dakikada gidebileceğini öğrendi. Can havliyle koşmaya başladı. o yolu 10 dakikada almıştı.
Eczaneden içeriye girdiğinde nefes nefeseydi. Elindeki reçeteyi eczacıya zar zor uzattı. Çok geçmedi eczacı, bütün ilaçları getirdi. ancak cebindeki para ilaçları almaya yetmiyordu. 10 lira eksiği vardı. Utana sıkıla durumu eczacıya anlattı ve paranın geri kalan kısmını yarın tamamlayabileceğini söyledi. Vicdan sahibi eczacı bunun sıkıntı olmayacağını söylerek teklifini kabul etti. Çok mutlu olmuştu. "yettim anam yettim, inşallah bu ilaçlar sana şifa olacak." dedi. Geriye dönerken, anasını Emirgan Korusuna götürmeyi düşündü moral olsun diye. Çünkü kadıncağız buradan boğazı seyretmeyi çok seviyordu... Hastaneye vardı; koşar adım merdivenlerden çıktı. Annesinin kaldığı odaya girdi. Ancak orada kimse yoktu!
Bir terslik vardı. Acele ile odadan fırladı. O sırada koridorda annesini muayene eden doktorla karşılaştı. "doktor bey, annem..." diyebildi. Doktor söze: "metin ol evladım!" diyerek başladı. Biraz duraksadıktan sonra "metin ol çünkü anneni 5 dakika evvel kaybettik. başın sağolsun" dedi. Bu sözler onun beklediği sözler değildi. Birden gözleri karardı. ilaçların içinde olduğu poşet elinden kayıverdi. Çok geçmedi kendi de bir duvarın kenarına çöktü kaldı...