ALTIN ELMA
Genç bir adam bisikletiyle, dedesini görmek için, Elmalý Köyü’ne gidiyormuþ. Genç, uzun süre yol aldýktan sonra toprak yola girmiþ. Toprak yolda giderken, bisikletin lastiði patlamýþ. Bisikletini ilerideki çalýlýklara saklamýþ, dönerken bisikletini almayý umuyormuþ. Kestirme olsun diye patika yola girmiþ ve sonunda yolunu kaybetmiþ. Genç adam günün ilerleyen saatlerinde gördüðü elma aðacýna doðru yürümüþ. Iþýl ýþýl, sapsarý bir elmayý koparmak için uzandýðýnda: “ Dur insanoðlu! O altýndan bir elmadýr, sakýn koparma! “ diyen elma aðacýnýn sesini duymuþ. Genç adam hangi elmayý koparmak istese ayný sesi duyuyormuþ.
Bunun üzerine genç adam: “ Elma aðacý, iyi, güzel diyorsun da, senin dallarýnda altýn olmayan elma yok mudur? “ Diye sormuþ.
Elma aðacý: “ Yoktur. Elmalarým altýndandýr, çünkü ben altýndan elmalar üreten bir elma aðacýyým. Bu kadar altýn elmayý görüp de altýn olmayan elma aramaný þaþkýnlýkla karþýladým. Demek ki, gözü tok bir gençsin. Elmalarýn hepsi senin olabilir ama üç þartýmý yerine getirmen gerekir. “
Genç adam: “ Neymiþ o üç þartýn çabuk söyle. “ demiþ.
Elma aðacý: “ Birincisi, kanaat et; ikincisi, yalan söyleme; üçüncüsü, canlýlarýn hayatýna saygý duy. Bu þartlarýmý kabul ediyorsan elmalarý toplamaya baþlayabilirsin. Sakýn unutma, gölgem seni takip edecek. “
Genç adam þartlarý kabul etmiþ ve altýn elmalarý toplamaya baþlamýþ. Oralarda bulduðu bir çuvala elmalarý doldurmuþ ama elli elmayý yeterli görmüþ, kalan on dört elmayý dallarda býrakmýþ, kanaat etmiþ.
Genç adam yolda giderken, önüne eþkiyalar çýkmýþ. Eþkiyalarýn reisi, çuvalda ne olduðunu sormuþ. O da, çuvalda altýndan elmalar var, demiþ. Yalan söylememiþ. Eþkiyalar, gencin cevabýna gülmüþler, sonra üstünü aramýþlar ama para-pul bulamamýþlar. Çuvalýn içine bakmak akýllarýna gelmemiþ. Al çuvalýný git yoluna, demiþler.
Genç adam daha sonra yolun iyice daraldýðý bir yerde yüzlerce karýnca görmüþ. Ýleriye gitmek için yürümesi pek çok karýncanýn hayatýna mal olacaðý için, çuvalý yere býrakmýþ, karýncalarý seyre dalmýþ. Canlýlarýn hayatýna saygý duymuþ. Karýncalar az sonra yuvalarýna girip gözden kaybolmuþlar. Aðacýn gölgesi, üç þart yerine geldi, altýn elmalar senin oldu, yolun açýk olsun, demiþ ve geri dönmüþ.
Genç adam yolda bir köylüye rastlamýþ ve dedesinin köyünü sormuþ. Þansa bak, köylü dedesinin köyündenmiþ. Tanýþa, konuþa köye varmýþlar. Dede, torununun ziyaretine gelmesine çok sevinmiþ. Gözlerinden akan iki damla yaþý fark ettirmemeye çalýþmýþ. Yaþlýlar böyleymiþ iþte, bir küçük ziyaret onlarý duygulandýrýrmýþ.
Akþam komþular dedenin evinde toplanmýþlar. Genç adam baþýndan geçenleri anlatmýþ. Anlattýklarýna kimse inanmamýþ. Þehir hayatý sana yaramamýþ. Gel, bu köyde yaþa, demiþler. Genç adam ispat için, çuvaldaki altýn elmalarý odanýn orta yerine dökmüþ. Altýn elmalarý gözleriyle gören komþular, çaresiz fikir deðiþtirip, genci övmüþler, göðsünü kabartmýþlar: “ Biz sana þaka yapmýþtýk, beyim. Yoksa anlattýklarýna tastamam inanmýþtýk. Ýnsanýn bir çuval altýn elmasý olur da, onun dediklerine inanýlmaz mý? Her dediði doðrudur ve peþinden gidilir. Sen komutanýmýz ol, biz seninle savaþa gideriz. “
Bunun üzerine genç adam, dedesine ve komþulara birer altýn elma vermiþ. Hepsi mutlu olmuþ. Dede tef çalmýþ, komþular oynamýþ. Genç adam ertesi gün öðle vakitleri uyanmýþ. Bakmýþ dýþarýda bir gürültü var. Olayý duyan köy halký, biz de altýn elma isteriz, diyerek kapýnýn önünde uzun kuyruklar oluþturmuþ. Genç adam, dedesini uyandýrýp kalan kýrk altýn elmayla birlikte arka bahçeden kaçýp gitmiþler. Þehirde gencin babasý, annesi ve iki kardeþi olanlara çok sevinmiþler. Neleri varsa eski evlerinde býrakýp, malikâne satýn almýþlar ve uzun yýllar mutlu ve zengin olarak yaþamýþlar. Bu masalý okuyan herkesin bir çuval altýn elmasý olmasý dileðiyle Serdar Yýldýrým saygýlar sunar.